Günümüzde birçok anne-baba tutumu çocukların kişilik gelişimlerini ve mizaçlarını şekillendirmede rol oynar. Çocuklarımızı yetiştirirken edindiğimiz yöntemler ve roller birçok olumlu özellik kazandırabildiği gibi, bazı özelliklerini de olumsuz etkiler. Bu ayki bültenimizde çocuklarda mükemmelliyetçiliğin oluşmasındaki etmenleri ele alacağız. Çocukların iyiyi ve doğruyu bulmak isterken umutsuzca dağın en tepesine erişme çabasını inceleyeceğiz.
Mükemmeliyetçi bir birey hiçbir zaman hiçbir koşulda hata yapılmaması gerektiğini düşünür. Hayatında hataya karşı tolerans yoktur. Bu yüzden kendisinden devamlı kuşku duyup kaygı içerisinde yaşar. İçerisinde olduğu durum onu mutsuz etse de kaygılarından ve kuşkularından vazgeçemez.
Gordon Flett ve Paul Hewitt 2002)’ e göre üç çeşit mükemmeliyetçilik vardır:
-
Kendine yönelik: Ulaşılması olanaksız ve gerçek dışı standartlar belirleme eğilimidir. Kişi kendisine son derece yüksek beklentiler dayatır, hata kabul etmez ve sürekli olarak kendisini eleştirir.
-
Başkasına yönelik: Belirlenen gerçek dışı ve yüksek standartlara başkalarının uymasını bekleme eğilimidir. Bu kişiler başkalarına iş veremezler, yaptıklarını beğenmez, sürekli hata bulurlar. Genellikle öfke ve doyumlu ilişki kuramama sorunları vardır.
-
Sosyal beklentiler: Başkalarının kendilerinden ulaşılması olanaksız beklentileri olduğu inancıdır. Bu kişiler çevrelerinden onay ve takdir görmek için çok yüksek standartlara ulaşmaları gerektiğine inanırlar. Genellikle öfke, standartlara ulaşamadıklarında depresyon ve başkaları tarafından yargılanma korkusu duyduklarında da sosyal kaygı sorunları vardır.
Her çocuğun tırmandığı gelişim basamaklarında amaçladığı; bir şeyleri başarmak ve anne babanın onayını, sevgisini ve ilgisini kazanmaktır. Küçük yaştaki bir çocuk bir ses çıkardığında annenin veya babanın ilgilendiğini fark ederse tekrar tekrar o sesi çıkarabilir. Bu ilgi ve sevgi ihtiyacının, takdir görme ihtiyacının gerektirdiği davranışlar içerisindedir. Her anne-baba çocuğu için en iyisini hedefler. Fakat bu süreç içerisinde, anne ve baba, çok yüksek beklentiler ve mükemmeliyetçi bir tutum içerisinde bulunurlar ise bu, çocukta her zaman anne babanın gözündeki “mükemmel çocuk” olma arzusunu kamçılayacaktır. Dolaylı olarak da çocuğun kaygılı ve mutsuz olmasına yol açacaktır.
Mükemmeliyetçi bir çocuğu nasıl anlayabiliriz?
-
Hata yapmaktan korkan
-
Yapılan etkinlikler arası geçişte zorlanan
-
Planlanan şeylerin gerçekleşmemesi halinde yaşanan huzursuzluk ve aşırı duyarlılık gösteren
-
Yazı yazarken veya çizim yaparken silgi kullanımının fazla olması
-
Yapılan işlerin gerektirdiği zamandan sonraya uzaması ve zaman yönetiminde problemler yaşanması
-
Derste ve sosyal ilişkilerde denetleme ihtiyacı ve onay arayışı
-
Aşırı düzen ve planlama
-
Ödev yapmayı unuttuğunda, düşük not aldığında, bir etkinliği gerçekleştiremediğinde suçluluk hissi duyma ve içine kapanma
-
Karar vermekte güçlük çekme
Mükemmeliyetçilik nasıl başlar?
Bir bireyin mükemmeliyetçi kişilik geliştirmesindeki ana etmen rol şüphesiz ki ailelerin çocuklara karşı yaklaşımları ve çocuğun gelişimini tamamladığı çevrenin özellikleridir. Çocuklarının mükemmel olmasını arzulayan ve onların bu yönde gelişmelerine neden olan ebeveynlerin özellikleri şunlardır:
-
Başarısızlığı kolay tolere edemezler. Herhangi bir başarısızlık karşısında aşırı tepkiler verirler ve çocuğun kişiliğine zarar verici biçimde eleştirilerde bulunabilirler.
-
Başarı sınırları, çıtaları oldukça yüksektir. Koydukları hedefler çocuğun potansiyelinin üzerinde olabilir.
-
Kendi özel hayatlarında da bu tutumu benimserler. Onlar için normal olan, mükemmel olandır.
-
Çocuk hata yaptığı zaman veya “mükemmellik” beklentileri doyurulmadığı zamanlarda çocuktan duygusal anlamda da uzaklaşabilirler.
Bu özelliklerden elbette ki bir miktar birçok ebeveynde bulunabilir. Ancak önemli olan çocuğun ruhsal ve bilişsel gelişimini zedelemeyecek seviyede olmasıdır. Mükemmeliyetçi bireyler yetiştirilmesinde etken olabilecek bir anne-baba tutumu da birçok araştırmacının da bahsettiği üzere baskıcı aileler olarak öngörülmüştür.
BASKICI, SIKI VE KATI ANNE-BABA TUTUMU
Katı, baskıcı ve hoşgörüsüz tutum sergileyen anne ve babalar çocuklarını kendi ideallerinde yaşattığı kalıplara uygun küçük bir yetişkin yaratma çabası içindedirler.
Anne babanın gözleri sürekli çocukların üzerindedir. Oturuşunda, kalkışında, konuşmasında, gülmesinde, yemesinde, içmesinde kısaca çocuğun yaptığı her türlü harekette bir kusur bir yanlış ararlar.
Sürekli kusur aradıkları için de çocuk devamlı tetiktedir. Streslidir."Acaba yine mi hata yaptım? Yoksa yaptığım yanlış mı? Annem babam bunu duyarsa ne der ?" kaygısını çocuk devamlı yaşar. Devamlı tedirgin olduğu için de(çocuk bu durumdayken), anne baba hata bulmakta hiç de zorlanmazlar. Çocuğa sürekli kızarlar.Onu hor görürler.Çeşitli olumsuz özelliklerle çocuğu nitelendirebilirler.Çocuktan yaşının üstünde bir olgunluk beklenir. Çocuğa özgürlük kesinlikle verilmez ve durum çocukta yetersizlik duygusuna yol açar.
NELER YAPABİLİRİZ ?
Mükemmeliyetçilik ve çocuklara olan etkileri ile baş edebilmek için ailelerin yapmaları gerekenler şunlardır:
-
Kendi hayatlarınızda gerçekleştiremediğiniz hedeflerin ve hayallerin çocuğunuz tarafından gerçekleşeceği veya gerçekleşmesi gerektiği fikrine sahip olmamalı ve onları anne- babadan bağımsız bir birey olarak kabul etmelisiniz.
-
Çocuğun gelişim basamaklarına, becerilerine ve yeteneklerine uygun düzeyde beklentiler içerisine girmelisiniz.
-
Yapılan eleştirilerin pozitif olmasına; kişiliğe yönelik değil davranışa yönelik olmasına özen göstermelisiniz.
-
Hayatta her zaman tek bir planın olmaması gerektiğini gerektiğinde bir ikinci ve üçüncü planın da olabileceğini söylemeli ve bu konuda somut örnekler vermelisiniz.
-
Dağıtmanın, kirletmenin zaman zaman eğlenceli olabileceğini göstermeli ve model olmalısınız.
KAYNAKÇA
-
BÜREM (Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik Merkezi), İstanbul,2012
-
Yavuzer, Haluk, Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitapevi, İstanbul, 14. Basım, 1997
-
Yavuzer, Haluk, Çocuk Eğitimi El Kitabı, Remzi Kitapevi, İstanbul, 7 Basım, 1997
-
Günce Danışmanlık Merkezi, Aralık 2012, s.53